Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KORKMA!

1400 yıl önce Hicrette müşrikler mağara nin önüne geldiklerinde Efendimiz (S.A.V) HZ. Ebubekir 'in şahsında  Müslümanlara    kıyamete kadar gelecek bütün müşrik saldırılarına karşı "KORKMA" dedi "ALLAH BİZİMLEDİR" dedi.  Bugün Hz. Ebubekir' in mağarada çektiği acıyı yaşasakta Efendimiz (S.A.V)in emrine uyuyor ve müşriklerin bu SALDIRILARINDAN ALLAH' a sığınıyor, canımız yansa da KORKMUYORUZ. Cünkü İnananlar olarak biliyoruz ki bu hicret yolunun sonu MEDİNE dir, MEDENIYETTIR, KURTULUSTUR, DİRİLİSTIR  28 HAZİRAN 2016 tarihindeki  patlamada hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, milletimize başsağlığı diliyoruz..

Türkiye’ de Sağ , Sol ve Başkanlık Sistemi

           Türkiye’nin çok partili hayata geçtiği günden buyana yapılan genel seçimlere baktığımız zaman sağ olarak nitelendirilen Milliyetçi Muhafazakar oyların ortalaması %58 ile %65 aralığındadır. Sol oyların ortalaması ise %28 ile %39 aralığında olduğu görülmektedir.    Türkiye siyasi hayatında sağ oylar örneğin 1991 , 1995, ve 7 Haziran 2015   seçimlerinde olduğu gibi iki, üç, dört hatta beş partiye dağılıp koalisyon hükümeti zorunluluğu oluşurken 1950-1983-1987-2002-2007-2011- 1 Kasım 2015  seçimlerinde olduğu gibi çoğunluğu tek partide  toplanarak tek başına iktidar ile yönetimi  de sağlamıştır.        Sonuç olarak Türk siyasi tarihinde sağ görüşlü  Milliyetçi Muhafazakar seçmenin her zaman ortalama %60 – 65 gibi bir çoğunluğu gerek tek partide gerekse birden fazla partide ağırlığını hissettirdiği,  Sol  görüşlü seçmenin ise %28 ile 35 gibi bir oy ortalaması olduğu , geriye dönük seçim sonuçları incelendiğinde açık olarak görülmektedir.      Türkiye’de uygulanan

Murat Yeşil – Yeni Türkiye, Yeni Anayasa

Murat Yeşil – Yeni Türkiye, Yeni Anayasa 7 Haziran sonrası yaşanan koalisyon arayışları döneminin arkasından 1 Kasım seçimleri gerçekleşti ve Ak Parti 2011 seçimlerine yakın bir oy oranı ile 317 milletvekili çıkararak tekrar tek başına iktidar olmaya hak kazandı. 1 Kasım seçimlerinden sonra Ak Parti sözcüsü Ömer ÇELİK Basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik Ak Partinin en önemli önceliklerinden birisinin yeni anayasa olduğunu söyleyerek AK Partinin yeni anayasa ve başkanlık sistemi konusunda ısrarlı olduğunu ve gerekli her türlü çalışmayı yapacaklarını söyledi. Seçimler sonrasında muhalefet partileri partilerinin genel başkanlıkları ile meşgul olurken Ak Partinin ülkenin Yeni anayasa ve başkanlık sistemine geçişle ilgili kararlılığını dile getirmesi Ak Partinin uzun yıllardır devam eden başarısının sebeplerini ortaya koymak açısından önemlidir. Anayasa milletin devletten taleplerinin bir araya getirildiği bir yazılımdır. Nasıl ki 80 li yıllardaki yazıl

Asya –Afrika-Batı ve Türkiye - Murat Yeşil

Asya –Afrika-Batı ve Türkiye 19. Yüzyılda Rönesans insanı aşan fakat yeni bir insan getirmeye  varamayan bir dalga olarak İnsanlığı bir an için bunalım kavisine aldı. Eğer Rönesans  İslam’ı gerektiği gibi değerlendirebilseydi ,yani İslam’a karşı Rönesans’ı alternatif olarak sunmadan İslam’ın metafiziğinden feyz alabilseydi , insana ve dünyaya bakış açısı sağlıklı olacaktı. Batı bunu yapmaz , çünkü zaten dünyada Batı,  İnsanlığa sunduğu {Çoğunluğunu da İslam Medeniyetlerinden  aşırdığı] maddi ve manevi her türlü sistemi İslam’a olan dönüşü engelleyebilmek için yapıyor ve kıyamete kadar  böyle yapmaya devam edecek… Şuan İnsanlığın yaşadığı bunalımın kaynağı da İslam’ın getirdiği İnsani değerlere karşı İnsanlığın İslam’a akmasından korkarak gerçekleştirdiği Rönesanstır.  Rönesans’ın ,artık Avrupa dışına taşmasıyla birlikte aslında İnsanlığa yetmediği ortaya çıkmaya başladığı gerçeğidir. Çünkü Avrupa sahnesinde Rönesans’ı bir tiyatro gibi  izleyen batılılar, dünyanın her yerinde

KINAMA! – MURAT YEŞİL

Toplum , İnancına geleneğine, göreneğine yani toplumun genelinin kabul ettiği değerlere aykırı bir hareket yapan bireyi yaptığı hareketin yanlışlığından dolayı kınar. Bu toplumun doğal refleksidir , ve o birey başta olmak üzere bireyin yakın çevresi yapılan yanlışın farkına varıp yanlışı düzeltmenin çaresini arar ve bireyi bu yanlıştan vazgeçiremiyorsa en kötü ihtimalle birey artık o yanlışı açık şekilde yapmamaya çalışır çünkü toplumun kınaması maddi bir cezası olmasa bile psikolojik olarak bir cezadır. Burada toplumun gelenek görenek , örf adet olarak neyi yanlış neyi doğru kabul ettiği çok önemlidir. Yani toplum gelenek ve görenek olarak neleri kabul ediyor ? Eğer toplum gelenek görenek , örf adet olarak Doğruluk, Dürüstlük, Ahlak, Erdem ve Fazilet gibi değerleri merkezine oturtur ve kınama kurumunu bu güzel hasletleri baz alarak çalıştırırsa o toplum, içinde bugün şikayet ettiğimiz ve kronikleşmiş toplumsal sorunları olmayan ideal bir toplum haline gelir. Bu durum Bir to

Hazreti Ömer , Yaşlı Kadın ve Ortadoğu – Murat YEŞİL

Akşam haberlerini izliyorum televizyonda.Haberler ekranda akarken sıra Suriye’ye geldi. Suriye’ de açlık başlığıyla spiker haberi sunmaya başladı. Haberde Suriye’ de Madaya beldesinden görüntüler eşliğinde Madaya’ daki insanların rejim güçleri tarafından beldeye giriş-çıkışlarının kapatılması nedeniyle yiyeceklerinin tükendiğini ve küçük bebeklere içinde süt olması gereken biberonlara kaynattıkları ısırgan otu suyunu içirdiklerini izliyorduk. Görüntülerde küçük torunu kucağında ve elinde ot suyu dolu bir biberonla yaşlı bir adam ve yaktıkları ocağın üzerindeki tencerede sokaklardan topladıkları otları kaynatan yaşlı bir kadın girdi kadraja ve feryadı duyuldu televizyonlarda; “Er’rızku alellah !” (Rızk Allah’dandır) Tüm insanlığın kulaklarını patlatırcasına yankılanıyordu bu ses! O tencereyi , o yaşlı kadını ve küçük torununu görünce aklıma Hz. Ömer ve Yaşlı kadının kıssası geldi. Birgün Hz Ömer (Radyallahu anh) halife seçildikten sonra gece uyumayıp kapı kapı dolaşmaya başlar.

“Önce Zarar Verme …..”(Primum non nocere) Murat Yeşil

“Önce Zarar Verme …..” Lise öğrenimimi gördüğüm Afyon Anadolu Meslek Lisesinde 1997 yılında Edebiyat dersimize giren edebiyat ve şiir aşığı hocam dersin birisinde kitaptan şiir okumaya çalışan ve şiiri okuyabilmek için çetin bir mücadele veren bir arkadaşıma , “Dur! Okuma beni dinle önce” dedi. Sınıf olarak merakla edebiyat hocamıza çevirdik başımızı ve pür dikkat dinlemeye koyulduk , Edebiyat hocamız şiir okumaya çalışan arkadaşa “şiiri okumandan vazgeçtim ama illa okuyacaksan “önce zarar verme “dedi ve bu cümleyi neden kullandığını açıkladı. Dedi ki Edebiyat aşığı Hocamız “ Çocuklar, sağlık sektöründe doktorundan tutunda hemşiresine kadar herkese ilk öğretilen bilgilerden birisi gelen hasta veya yaralıya Hipokrat’ın latincesi “Primum non nocere “ olan önce zarar verme kuralıdır, bu kural aslında insanın hayatının her alanında uygulaması gereken bir kuraldır çünkü doğru yapayım derken yaptığınız bir yanlış sadece size zarar vermez savunduğunuz ”DOĞRU”’ya da zarar verir.Sizde Türk e