Ana içeriğe atla

Asya –Afrika-Batı ve Türkiye - Murat Yeşil


Asya –Afrika-Batı ve Türkiye
19. Yüzyılda Rönesans insanı aşan fakat yeni bir insan getirmeye  varamayan bir dalga olarak İnsanlığı bir an için bunalım kavisine aldı. Eğer Rönesans  İslam’ı gerektiği gibi değerlendirebilseydi ,yani İslam’a karşı Rönesans’ı alternatif olarak sunmadan İslam’ın metafiziğinden feyz alabilseydi , insana ve dünyaya bakış açısı sağlıklı olacaktı. Batı bunu yapmaz , çünkü zaten dünyada Batı,  İnsanlığa sunduğu {Çoğunluğunu da İslam Medeniyetlerinden  aşırdığı] maddi ve manevi her türlü sistemi İslam’a olan dönüşü engelleyebilmek için yapıyor ve kıyamete kadar  böyle yapmaya devam edecek…


Şuan İnsanlığın yaşadığı bunalımın kaynağı da İslam’ın getirdiği İnsani değerlere karşı İnsanlığın İslam’a akmasından korkarak gerçekleştirdiği Rönesanstır.  Rönesans’ın ,artık Avrupa dışına taşmasıyla birlikte aslında İnsanlığa yetmediği ortaya çıkmaya başladığı gerçeğidir. Çünkü Avrupa sahnesinde Rönesans’ı bir tiyatro gibi  izleyen batılılar, dünyanın her yerinde İnsanlığın aradığı değerlerin Batının aradığı değerler olduğu,  gibi bir niyet okumaya kalkıştılar. Ancak bu tiyatro oyunu Avrupa sınırlarını aşıp Dünyanın diğer coğrafyalarında da sergilenmeye başlayınca Asya ve Afrika toplumları Rönesans’ın İnsanlığa sunduğu şeyleri eleştirmeye başladılar. Evet Rönesans Avrupa’nın dışına çıkınca tılsımını yitirdi. Günümüzde  Batının sistemi  gün geçtikçe erimeye başladı. Batı Dünyanın bütün hazinelerini sömürmeye İslam’dan çaldığı bilgilerle insanlığa meydan okumaya ve dünyayı yönetmeye talip oldu. Ancak İslam’ın Devletleşerek Asya ve Afrika’ da sömürmeden fetih anlayışı ile karşısına dikilmesi ile uzun süre pusuya yattı .  Ancak son 300 yıldan buyana Müslümanları zehirlemeye başlayan batı,  teknoloji ile bilim ile tekrar düşüncelerini  dünyaya kabul ettirmeye başladı.

Artık batı dünyanın bütün maddi ve ilmi  zenginliklerini sömürmeye ve ülkelerin yönetimlerine dahi kendi istediği hükümdarları getirmeye başladı. Bu süreçten sonra Asya ve Afrika milletlerini  Üstad Necip Fazıl’ın tabiri ile ‘’Özyurtlarında garib öz vatanlarında parya ‘’ haline getirdi.

Ancak İnsanlık Batıya bu defa ‘’   bütün teknoloji senin elinde bütün dünyaya düşünceni kabul ettirecek güçtesin peki o zaman Rönesans’ta önce Avrupa’ya sonra insanlığa vaad ettiğin huzuru sağla bakalım’’ diyor. Batı ise bunu sağlayamadığı gibi , İnsanlığa sunduğu bütün yönetim sistemlerinin merkezine daha fazla güç ve zenginliği oturttuğu için İnsanlığa huzurlu yaşayabileceği bir sistem kuramıyor. Her yere aç bir kurt gibi saldırarak dünyayı bir savaş meydanına çevirmeye devam ediyor. Yani  Batı Güç ve Makine ile İnsanlığa karşı eksikliğini örtbas etmeye çalışıyor.

Afrika ve Asya bu bugün   Üstad Sezai Karakoç’un tabiri ile kölelerin Roma’ya İsyan ettiği gibi Batıya isyan içindedir.  Afrika ve Asya Batıdan aldığı ve kendisine artık yetmeyen  çürüyen  rönesansvari prensiplerin yerine yeni bir yaşam ve düşünce sistemi koymak zorunda.

İşte tam bu noktada Bugünün Türkiye’si , 2002 den sonra  Tayyip Erdoğan’ın liderliği ile hem Türkiye’de  kendi insanlarına kendi medeniyetlerini tekrar hatırlattı, hem de ülke içindeki statükoları kırdı.Daha sonra  2023 -2071 hedeflerini koyarken   aynı zamanda  Afrika ve Asya’nın sömürülen milletlerine geçmişte tadını aldıkları sömürmeyen ve ezmeyen ‘Yaradılanı sev Yaradan’dan Ötürü ‘ anlayışı ile   “Fetih ve insani değer   Medeniyetini “ yeniden tattırmak için en iddialı talipli durumuna geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ ın  Afrika ülkelerine verdiği önem ve ziyaretler bundan dolayı çok anlamlı hale geliyor.


Afrika’nın ve İnsanlığın artık batıdan bugüne kadar kendisine yapılan sömürü ve İnsanlık dışı uygulamaların hesabını sorması  kaçınılmazdır ve insanlık bu hesap soruşun  arefesindedir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Türkiye’nin , İnsanlığın bu hesap soruşu sonrası kurulacak yeni dünyanın örnek alacağı ve güveneceği tek model olması için yeryüzünde gerekli her türlü  çalışmayı geçmişteki kendi medeniyetinin  olumlu referansını da kullanarak  güçlü şekilde yapıyor.’’ Dünya Beşten büyüktür’’ cümlesi ise tüm insanlık adına Türkiye’nin  ilk hesap soruşudur…..
Murat Yeşil

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İbn-i Haldun Mukaddime sesli kitap serisi

 İbn-i Haldun Mukaddime sesli kitap serisi  İbni Haldun Mukaddime (6-1) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-2) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-3) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-4) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-5) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-6) (Sesli Kitap)

Ramazan Geldi Hoş Geldi

Ramazan Geldi Hoş Geldi       Ramazan'a bir ay kalmıştır, Her sabah kalktığında kahvaltısını yaparken içinden sol tarafından bir ses Ramazan da geliyor artık kahvaltı da yapamayacaksın sahurda yiyeceksin ama uykulu uykulu hiç bir lezzet alamayacaksın. Hem önünde 17 saat aç kalma gibi bir durum var diye seslenmeye başlayacak. ve daha bir ay önceden mübarek Ramazan ayının feyzini bereketini ve mağfiret ayı oluşunu sana unutturup nefsinin karşılaşacağı zorlukları aklına getirerek senin Ramazandan af ve mağfiret ile cehennemden kurtuluş ile cıkmanı engellemiş olacak.       Artık sen Ramazanı bir an önce gelip geçmesini istediğin bir aylık normal bir zaman dilimi olarak görürsün ve artık askerliğinin bitmesini isteyen askerin şafak saydığı gibi Ramazan ayının bitmesi için şafak saymaya başlayan bir insan haline geleceksin.        Halbu ki Allah'ın ödülünü bizzat ben vereceğim dediği ve değerine dünya malı ile paha biçilemeyen oruçlarımızın tutulduğu, açlıktan ağız kokusunun bil

Prof Dr. Erbakan ODTÜ de - Anti Siyonist Adil Ekonomik Düzen Eğitimi