Asya –Afrika-Batı ve Türkiye
19. Yüzyılda
Rönesans insanı aşan fakat yeni bir insan getirmeye varamayan bir dalga olarak İnsanlığı bir an
için bunalım kavisine aldı. Eğer Rönesans İslam’ı gerektiği gibi değerlendirebilseydi ,yani
İslam’a karşı Rönesans’ı alternatif olarak sunmadan İslam’ın metafiziğinden
feyz alabilseydi , insana ve dünyaya bakış açısı sağlıklı olacaktı. Batı bunu
yapmaz , çünkü zaten dünyada Batı, İnsanlığa sunduğu {Çoğunluğunu da İslam
Medeniyetlerinden aşırdığı] maddi ve
manevi her türlü sistemi İslam’a olan dönüşü engelleyebilmek için yapıyor ve kıyamete
kadar böyle yapmaya devam edecek…
Şuan İnsanlığın yaşadığı bunalımın kaynağı da İslam’ın getirdiği İnsani değerlere karşı İnsanlığın İslam’a akmasından korkarak gerçekleştirdiği Rönesanstır. Rönesans’ın ,artık Avrupa dışına taşmasıyla birlikte aslında İnsanlığa yetmediği ortaya çıkmaya başladığı gerçeğidir. Çünkü Avrupa sahnesinde Rönesans’ı bir tiyatro gibi izleyen batılılar, dünyanın her yerinde İnsanlığın aradığı değerlerin Batının aradığı değerler olduğu, gibi bir niyet okumaya kalkıştılar. Ancak bu tiyatro oyunu Avrupa sınırlarını aşıp Dünyanın diğer coğrafyalarında da sergilenmeye başlayınca Asya ve Afrika toplumları Rönesans’ın İnsanlığa sunduğu şeyleri eleştirmeye başladılar. Evet Rönesans Avrupa’nın dışına çıkınca tılsımını yitirdi. Günümüzde Batının sistemi gün geçtikçe erimeye başladı. Batı Dünyanın bütün hazinelerini sömürmeye İslam’dan çaldığı bilgilerle insanlığa meydan okumaya ve dünyayı yönetmeye talip oldu. Ancak İslam’ın Devletleşerek Asya ve Afrika’ da sömürmeden fetih anlayışı ile karşısına dikilmesi ile uzun süre pusuya yattı . Ancak son 300 yıldan buyana Müslümanları zehirlemeye başlayan batı, teknoloji ile bilim ile tekrar düşüncelerini dünyaya kabul ettirmeye başladı.
Artık batı dünyanın bütün maddi ve ilmi zenginliklerini sömürmeye ve ülkelerin yönetimlerine dahi kendi istediği hükümdarları getirmeye başladı. Bu süreçten sonra Asya ve Afrika milletlerini Üstad Necip Fazıl’ın tabiri ile ‘’Özyurtlarında garib öz vatanlarında parya ‘’ haline getirdi.
Ancak İnsanlık Batıya bu defa ‘’ bütün teknoloji senin elinde bütün dünyaya düşünceni kabul ettirecek güçtesin peki o zaman Rönesans’ta önce Avrupa’ya sonra insanlığa vaad ettiğin huzuru sağla bakalım’’ diyor. Batı ise bunu sağlayamadığı gibi , İnsanlığa sunduğu bütün yönetim sistemlerinin merkezine daha fazla güç ve zenginliği oturttuğu için İnsanlığa huzurlu yaşayabileceği bir sistem kuramıyor. Her yere aç bir kurt gibi saldırarak dünyayı bir savaş meydanına çevirmeye devam ediyor. Yani Batı Güç ve Makine ile İnsanlığa karşı eksikliğini örtbas etmeye çalışıyor.
Afrika ve Asya bu bugün Üstad Sezai Karakoç’un tabiri ile kölelerin Roma’ya İsyan ettiği gibi Batıya isyan içindedir. Afrika ve Asya Batıdan aldığı ve kendisine artık yetmeyen çürüyen rönesansvari prensiplerin yerine yeni bir yaşam ve düşünce sistemi koymak zorunda.
İşte tam bu noktada Bugünün Türkiye’si , 2002 den sonra Tayyip Erdoğan’ın liderliği ile hem Türkiye’de kendi insanlarına kendi medeniyetlerini tekrar hatırlattı, hem de ülke içindeki statükoları kırdı.Daha sonra 2023 -2071 hedeflerini koyarken aynı zamanda Afrika ve Asya’nın sömürülen milletlerine geçmişte tadını aldıkları sömürmeyen ve ezmeyen ‘Yaradılanı sev Yaradan’dan Ötürü ‘ anlayışı ile “Fetih ve insani değer Medeniyetini “ yeniden tattırmak için en iddialı talipli durumuna geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ ın Afrika ülkelerine verdiği önem ve ziyaretler bundan dolayı çok anlamlı hale geliyor.
Afrika’nın ve İnsanlığın artık batıdan bugüne kadar kendisine yapılan sömürü ve İnsanlık dışı uygulamaların hesabını sorması kaçınılmazdır ve insanlık bu hesap soruşun arefesindedir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Türkiye’nin , İnsanlığın bu hesap soruşu sonrası kurulacak yeni dünyanın örnek alacağı ve güveneceği tek model olması için yeryüzünde gerekli her türlü çalışmayı geçmişteki kendi medeniyetinin olumlu referansını da kullanarak güçlü şekilde yapıyor.’’ Dünya Beşten büyüktür’’ cümlesi ise tüm insanlık adına Türkiye’nin ilk hesap soruşudur…..
Murat Yeşil
Yorumlar
Yorum Gönder