Ana içeriğe atla

Hazreti Ömer , Yaşlı Kadın ve Ortadoğu – Murat YEŞİL


Akşam haberlerini izliyorum televizyonda.Haberler ekranda akarken sıra Suriye’ye geldi.
Suriye’ de açlık başlığıyla spiker haberi sunmaya başladı. Haberde Suriye’ de Madaya beldesinden görüntüler eşliğinde Madaya’ daki insanların rejim güçleri tarafından beldeye giriş-çıkışlarının kapatılması nedeniyle yiyeceklerinin tükendiğini ve küçük bebeklere içinde süt olması gereken biberonlara kaynattıkları ısırgan otu suyunu içirdiklerini izliyorduk. Görüntülerde küçük torunu kucağında ve elinde ot suyu dolu bir biberonla yaşlı bir adam ve yaktıkları ocağın üzerindeki tencerede sokaklardan topladıkları otları kaynatan yaşlı bir kadın girdi kadraja ve feryadı duyuldu televizyonlarda;
“Er’rızku alellah !”
(Rızk Allah’dandır)
Tüm insanlığın kulaklarını patlatırcasına yankılanıyordu bu ses! O tencereyi , o yaşlı kadını ve küçük torununu görünce aklıma Hz. Ömer ve Yaşlı kadının kıssası geldi.
Birgün Hz Ömer (Radyallahu anh) halife seçildikten sonra gece uyumayıp kapı kapı dolaşmaya başlar.. O esnada bir evden ağlama sesleri duyar ve kapıyı tıklar. Evden yaşlı bir kadın göz yaşlarını silerek çıkar. Bu durum Hz. Ömer’i oldukça etkiler :
-” Niçin ağlıyorsun ey ana? ” diye sorar.
Yaşlı kadın;
-” Görüyorsun. Durumum pek iyi değil. Ama Allah’ın huzuruna vardığımızda halife Ömer’in yakasından tutacağım.” der.
Halife Ömer:
-” Niçin..? der.
-” Çünkü Rasulullah ( s.a.v.); “Hepiniz çobansınız. İdare ettiğiniz kimselerden sorumlusunuz ” buyurdu. Bak, Hattab oğlu Ömer halimi hatırımı sormuyor?”
Hz. Ömer’in gözyaşları akmaya başlar:
-” Beddua etme ana. Belki Ömer’in seni sormaya fırsatı yoktur”
– ” Olur mu..? Soramıyorsa, fırsat bulamıyorsa niçin Mü’minlerin başına geçti ?”
– “Sana 25 Dinar hediye etsem, hakkını Hattab Oğlu’na helal eder misin ?”
– “Ederim de, sana ne bundan ?”
– “Olsun. Sen helal et. Ömer’in yükü ağırdır, boynu altında kalmıştır Ömer’in”.
O sıra da Hz Ali ve Abdullah İbn-i Mes’ud ( r.a ) çıkagelir…
– “Selamünaleyküm ey Müminlerin emiri” deyince kadın ellerini başına vurmaya başlar:
-” Eyvah! Sen Ömer miydin ? Peki niçin bana söylemedin ? ”
– ” Boş ver Ömer’i , Sen önce ki fikrinde sabit misin ? Yani 25 Dinarı versem Ömer’i affedecek misin ? Mahşer gününde Ömer’in yakasına yapışmayacak mısın ? Bunun için bana söz veriyor musun ? ”
– ” Ya Emırel Mü’minin. Nasıl hakkımı helal etmem ? Allah’ın huzurunda yakana nasıl yapışırım ? ” der.
Bugün Ortadoğu’ da Ehli Sünnet düşmanları Hz. Ömer (R.A)’ a olmadık hakaretleri edip Ortadoğu’ da Sünni Müslümanları ölüme, zulme, ve açlığa mahkum ediyorlar. Dünyada bu durum karşısında sesini bu mazlumlardan yana yükselten “Şahsiyetli Yalnızlığı” ile adeta Üstad Necip Fazıl’ın ifadesi ile ;
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
“Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden”
Diyerek tüm dünyaya haykıran Cumhurbaşkanı ile Başbakanı ile tek ülke Türkiye’dir.
Allah’ın Yüce Kitabı Kur’an-ı Kerim’i,
,Efendimiz(S.A.V.)’in Sünnetini ,
“İman sadece camilerde, mal cimrilerde, silah korkaklarda, yetki zayıflarda olursa işler bozulur” diyen Peygamberin Sadık dostu Hz. Ebu Bekir’ i,
“Dağlara buğdaylar serpin. ‘Müslüman ülkede kuşlar aç’ demesinler.” Diyen Hz. Ömer’i,
“İnsan cahil olduğu şeyin düşmanıdır.” Diyen Hz. Ali’yi,

“ En iyi insan Allah’ın kitabı’na sarılandır “ diyen Hz. Osman’ı, Ortadoğu dediğimiz yıllarca İslam coğrafyası olarak kalmış beldelerden Müslüman olduğunu iddia eden teror örgütleri , katil ve Sapkın taşeron rejimler aracılığı ile çıkarmaya çalışıyorlar ve en acısı ise Türkiye’den başka hiçbir Müslüman ülkenin sesi çıkmıyor bu zulümlere….
Bugün dünyada zulüm görenler sadece Müslümanlar. Dünyada İslam’a karşı topyekün bir savaş yürütülüyor. Filistin’de, Suriye’de , Yemen’de , İran’da, Somali’de, Irak’ta ,Pakistan’da,Doğu Türkistan’da,Sur’da,Cizre’de yaşananlar bu topyekün savaşın sonucudur ve bu durum biz Müslümanlara küfrün tek millet olduğunu bir kez daha göstermektedir.
Sonuç olarak Suriye’de insanlar açlıktan ölürken facebook’ tan çeşit çeşit yemeklerle dolu sofra resimleri önünde poz vermenin kime ve neye fayda sağladığını bir kez daha düşünelim. Zalim küfür ehlinin bu fotoğraflara bakıp bakıp Müslümanlara yeni zulümler için cesaretlendiklerini unutmayalım….Selam ve Dua ile….

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İbn-i Haldun Mukaddime sesli kitap serisi

 İbn-i Haldun Mukaddime sesli kitap serisi  İbni Haldun Mukaddime (6-1) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-2) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-3) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-4) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-5) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-6) (Sesli Kitap)

Ramazan Geldi Hoş Geldi

Ramazan Geldi Hoş Geldi       Ramazan'a bir ay kalmıştır, Her sabah kalktığında kahvaltısını yaparken içinden sol tarafından bir ses Ramazan da geliyor artık kahvaltı da yapamayacaksın sahurda yiyeceksin ama uykulu uykulu hiç bir lezzet alamayacaksın. Hem önünde 17 saat aç kalma gibi bir durum var diye seslenmeye başlayacak. ve daha bir ay önceden mübarek Ramazan ayının feyzini bereketini ve mağfiret ayı oluşunu sana unutturup nefsinin karşılaşacağı zorlukları aklına getirerek senin Ramazandan af ve mağfiret ile cehennemden kurtuluş ile cıkmanı engellemiş olacak.       Artık sen Ramazanı bir an önce gelip geçmesini istediğin bir aylık normal bir zaman dilimi olarak görürsün ve artık askerliğinin bitmesini isteyen askerin şafak saydığı gibi Ramazan ayının bitmesi için şafak saymaya başlayan bir insan haline geleceksin.        Halbu ki Allah'ın ödülünü bizzat ben vereceğim dediği ve değerine dünya malı ile paha biçilemeyen oruçlarımızın tutulduğu, açlıktan ağız kokusunun bil

Prof Dr. Erbakan ODTÜ de - Anti Siyonist Adil Ekonomik Düzen Eğitimi