Ana içeriğe atla

İsmail Kılıçaslan-Bir milli görüşçü: Totti


Hem de milli görüşün son kalesi diyebiliriz kendisi için. 'Önce ahlak ve maneviyat' diyen, 'buradayız, gitmiyoruz' diyen, 'kahrolsun emperyalizm ve onun işbirlikçi uşakları' diyen kaç kişi kaldı ki şunun şurasında.

Akif Emre ağabey rahmetli olunca onun en birinci arkadaşı, en yakın tilmizi kesilenler mi olacaktı milli görüşçü yoksa Totti mi? Elbette Totti.

Sanırsın zat-ı devletleri olmasa memleketin bilcümle İslamcılığı, topyekun milli görüşçülüğü zeval bulacakmış da devletlimiz başımızda diye nefes alıp vermeye devam edebiliyormuşuz gibi yapanlar mı milli görüşçü yoksa Totti mi? Elbette Totti.

Niçin böyledir bu? Anlatalım. Anlatalım anlatmasına da biz anlatınca anlaşılır mı mesele bilmem.

Bir kere Totti dediğin adam aralıksız, boşluksuz, kesintisiz şekilde 25 yıldır Roma isimli futbol kulübü için oynamıştır. 15 yaşında girdiği kulüpten 40 yaşında ayrılmıştır.

Bir sezon Genova'da, diğer sezon Bologna'da, hele Allah etmeye bir başka sezon Lazio'da falan oynayarak kariyer yapan fırıldak forvetlere benzemez. Takımını namus bilip namusunu bekler. Juventus'un şampiyonluğa oynadığı sene transfer umuduyla, izzet-i ikbal umuduyla Juventus'un hocası hakkında 'hocama böyle şeyler söylemeyin, çok bozuluyorum, hocam hakkında laf edenler densizdir' dediği görülmemiştir hiç. Niçin? Çünkü Totti adamdır.

Totti'yi Totti yapan en önemli hususiyet 'istikamet' sahibi olmasıdır. 1996 yılında 'yıldız olacak genç' olarak değerlendirilirken de, 2000'de 'İtalya'da yılın futbolcusu' seçilirken de, 2007 yılında 40 milyon Euroya çıkan piyasa değeriyle 'Avrupa'nın en iyisi' olarak gösterilirken de, 2015 yılında 'artık yaşlandı, takımda forma bulması zor' denildiğinde de Totti için tek hakikat Roma'dır.

Bir nokta var ki çok önemlidir. Totti 'gidemediği için' değil 'gitmek istemediği için' Romalıdır. Onu milli görüşçü yapan asıl unsurlardan biri budur.

1996'dan 2015'e değin kariyerinde transfer teklifi almadığı herhangi bir yıl yoktur. Hele hele 2000'li yılların başından itibaren her yıl 'seni daha iyi bir takıma çağırıyoruz' diyen bilcümle kulüp akıl almaz tekliflerle dizilmişlerdir Totti'nin karşısına. O, olanca sakinliğiyle 'ben Roma'yım' diye cevap vermiştir bütün tekliflere. 'Ben Romalıyım' değil, 'ben Roma'yım.'

Adam böyle olunca Romalılar da onu bağırlarına basmışlardır her zaman. 32 gol atarak gol kralı olduğu o sezonda da, 8 gol atarak kariyerinin en kötü yılını geçirdiği o berbat sezonda da Romalılar için Totti Roma'dır ve Roma Totti'dir.

İki gün önce, 40 yaşındaki bu yaşayan efsane futbolu bıraktı. Başladığı gibi Roma'da… Başladığı gibi büyük bir saygınlıkla… Statta binlerce Romalı gözyaşı döktü. Doğru duydunuz. Binlerce insan.

Elbette bir milli görüşçü olarak Totti, giderken nezaketin asgarisini de azamisini de elden bırakmadı. Ayrıldığı takımına da, kendisi için gözyaşı döken taraftarlarına da kibirlenmeden, büyüklük taslamadan, artistlik yapmadan teşekkür etmeyi bildi. Neyin 'biz', neyin 'ben' olduğunu iyi ayıran biriydi çünkü. Neyin megalomani neyin tevazu olduğunu iyi bilen biriydi çünkü. Teşkilattan abimizdi. Fırıldak değildi. Pansumancı değildi.

Ondan geriye, kibirle süslenmiş bir veda mektubu değil, hakikatle örülmüş şu satırlar kaldı: 'Annem kapıyı açtığında, bir grup adam kendilerini futbol direktörleri olarak takdim etti. Fakat Roma'dan değillerdi. Kırmızı ve siyah giyiyorlardı. A.C. Milan'dan geliyorlardı ve ne pahasına olursa olsun gelip onlar için oynamamı istiyorlardı.

Annem ellerini kaldırdı. Direktörlere 'hayır, hayır' dedi. Söylediklerinin hepsi buydu. 'Üzgünüm. Hayır, hayır.'… Elbette hatalar oldu. Hatta Real Madrid için Roma'dan ayrılmayı düşündüğüm bir an bile vardı. Çok başarılı bir takım, belki de dünyanın en güçlü takımı, onlara katılmanı istediğinde başka bir yerde hayatın nasıl olabileceğini düşünmeye başlarsın. Roma başkanıyla konuştum ve bu bir fark yarattı. Ama sonuçta ailemle yaptığım konuşma, bana hayatın ne ile ilgili olduğunu hatırlattı: Ev her şeydir.'

Ev her şeydir.

Bilmem derdim anlaşıldı mı?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İbn-i Haldun Mukaddime sesli kitap serisi

 İbn-i Haldun Mukaddime sesli kitap serisi  İbni Haldun Mukaddime (6-1) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-2) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-3) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-4) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-5) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-6) (Sesli Kitap)

Ramazan Geldi Hoş Geldi

Ramazan Geldi Hoş Geldi       Ramazan'a bir ay kalmıştır, Her sabah kalktığında kahvaltısını yaparken içinden sol tarafından bir ses Ramazan da geliyor artık kahvaltı da yapamayacaksın sahurda yiyeceksin ama uykulu uykulu hiç bir lezzet alamayacaksın. Hem önünde 17 saat aç kalma gibi bir durum var diye seslenmeye başlayacak. ve daha bir ay önceden mübarek Ramazan ayının feyzini bereketini ve mağfiret ayı oluşunu sana unutturup nefsinin karşılaşacağı zorlukları aklına getirerek senin Ramazandan af ve mağfiret ile cehennemden kurtuluş ile cıkmanı engellemiş olacak.       Artık sen Ramazanı bir an önce gelip geçmesini istediğin bir aylık normal bir zaman dilimi olarak görürsün ve artık askerliğinin bitmesini isteyen askerin şafak saydığı gibi Ramazan ayının bitmesi için şafak saymaya başlayan bir insan haline geleceksin.        Halbu ki Allah'ın ödülünü bizzat ben vereceğim dediği ve değerine dünya malı ile paha biçilemeyen oruçlarımızın tutulduğu, açlıktan ağız kokusunun bil

Prof Dr. Erbakan ODTÜ de - Anti Siyonist Adil Ekonomik Düzen Eğitimi