Ana içeriğe atla

Karanlığı Kim Sever? (15 EYLÜL 2015 -Çobanlar hedef Gazetesi)

Karanlığı kim Sever?



Özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra ülkemizin karşı karşıya kaldığı siyasi belirsizlik ve koalisyon sürüncemeleri neticesinde bu durumu fırsat bilen gerek dış gerekse iç düşmanlarımız, harekete geçerek Güney Doğu Anadolu bölgesi başta olmak üzere ülkemizin değişik yerlerinde kuklaları olan PKK terör örgütü eliyle Polislerimizi ve askerlerimizi şehit etmeye başladılar ve açılımı bitirdiler.Bunun üzerine Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN açılımın buzdolabına kaldırıldığını söyledi.Ancak Cumhurbaşkanı bir noktayı da özellikle vurguladı o nokta; Açılımın buzdolabına kaldırıldığı ama Milli Birlik ve Kardeşlik Projesinin devam edeceği noktası idi. Artık Devletimizin Güvenlik güçleri operasyonel gücünü bölgedeki terör unsurlarına sert şekilde göstermeye başladı. Devlet bunu yaparken de 90 lı yıllardaki gibi sivil vatandaşları mağdur ederek değil terör unsurlarını hedef alan çizginin dışına çıkmadı. Özellikle sınır ötesinde kandil başta olmak üzere PKK terör örgütünün kamplarına hava operasyonları düzenledi.
Bu süreçte PKK sınırlarımızın içinde ve dışında Dağlıca ve Iğdır saldırılarını yaptı. Şehitlerimizin acısı milletimizin yüreğini yaktı. Bütün bunlar yapılırken ülke genelinde “bir kısım medya”nın katkısı ile tam da terör örgütünün istediği provakasyonlar meydana geldi. Batı şehirlerinde terör örgütü ile ilişkili partinin binaları yakılmaya, doğu otobüsleri taşlanmaya, batıda yaşayan ve terörle ilgisi olmayan kürt vatandaşlar linç edilmeye başlandı. Bütün bunlar olurken ‘’Bir kısım medya “doğuda PKK terör örgütünün işlediği cinayetleri meşru göstermek için terör silahının susturuculuğunu yapmaya çalışıyor, teröre karşı tepki göstermek yerine Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a saldırmaya başlıyor, bir televizyon programındaki konuşmasını saptırarak bu saldırısına devam ediyor, Terör örgütü ile direkt bağı olan ve terör örgütü talimatları ile hareket eden partinin savunuculuğunu en samimi şekilde devam ettiriyordu.
Bu sefer ülkemize sadece terör ile değil medya ayağı ile yani Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakında” terörü başlatan katil lider” algısı oluşturarak topyekün şekilde saldırdılar ve Sağduyu sahibi düşüncelerin sesi bu fitneci çığırtkanlar nedeniyle çok az duyuldu. Bu süreçte terör örgütü, siyasi bağlantıları ve “bir kısım medya” nın planlı şekilde yaptığı her şeyin ülkemizde bir iç savaş çıkarma gayretinin sonucu olduğunu anladık. Cizre Belediye başkanının İngiliz haber kaynaklarına yaptığı iç savaş açıklaması ile bu tehlikeli plan ortaya çıkmış oldu. Şimdi ülkemizin yaşadığı terör olaylarının asıl amacını anlatacağını düşündüğüm yaşanmış bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum . Şair mütefekkir Sezai KARAKOÇ’un bir yazısında anlattığı babasının başına gelen olay bizlere şu an terör ögütü ve ‘’Bir kısım medya”nın yani üst aklın ülkemizde yapmak istediğini anlatmak açısından etkili olacaktır diye düşünüyorum.
“ Babamdan dinlemiştim:”
“Çocukluğumuzda oturduğumuz şehir Zülküfül Dağı’nda idi. Evimizin bitişiğinde ufak bir ağılımız vardı. Bir kış, baktık ki arada bir hayvan eksiliyor. Bir, iki, üç. Bunun üzerine babam, durumu anlamak için geceleri ağılda beklemeğe karar verdi. Bir gece, bir elinde petrol lâmbası, öbür elinde de bir sopa, beklerken, ağılın giriş yerinden içeriye bir kurdun daldığını görür. Meğer ağıla dadanan bir hırsız değil, bir kurtmuş. Kurt içeri girince, hayvanlar panik içinde bir oraya bir buraya koşuşup duruyorlarmış. Babam kurda sopayı yapıştırmaya başlar. Biz bu sırada ahırda bir takım koşuşturmaların ve gürültülerin olduğunu duyunca oraya bakmaya gittik ve babamın kurtla karşı karşıya kaldığını görünce, evde de yardım edecek büyük yaşta erkek bulunmadığından kasabanın kahvesine yardım istemeğe koştuk. Sonra kahvedekilerle birlikte dönünce babamın kurdu öldürdüğünü gördük. Babam, kurtla çarpışmasını şöyle anlattı: Kurt, benim elimde lâmbayı görünce, üstüme atılıp beni paralamaya girişmedi. O, bütün gücüyle lâmbayı söndürmeğe çalışıyordu. Ben bir elimle lâmbayı onun üfürerek söndürmesinden kurtarmak için mümkün mertebe uzakta tutuyor, öte taraftan sopayla onu döğmeye çalışıyordum. Kurtsa, tıpkı bir insan gibi, durmadan ağzını uzatarak lâmbayı söndürmeğe çalışıyordu. Bütün dikkat ve gayretini ilkin lâmbayı söndürmeye yöneltmişti. Fakat o bütün bu uğraşmalarına rağmen lâmbayı söndürmeyi başaramadan ben onu öldürebildim.”
Değerli okuyucularımız Üstad Sezai KARAKOÇ’unanlattığı bu olayda ; o kurt biliyor ki o lambayı söndürürse sopanın hedefi olamayacak ve kuzuları istediği gibi talan edecek, kuzuların sahibi ise karanlıkta sopayı sağa sola savuracak ama kurdu göremediği için hem kendisi hemde kuzuları ölecek.Evet Türkiye’mizde de bir lider olaydaki lamba misali gerçeklerin ortaya çıkması zalim ile mazlumun belli olması için milleti uyarıp elindeki basiret lambası ile milletine Hak İle Batılın kukla ile kuklacının ,katil ile masumun hangileri olduğunu anlatıyorsa, aydınlatıyorsa terör örgütü ve dış bağlantıları bu aydınlığın yayıldığı lambayı karartmak istiyorlar, eğer o lambayı söndürüp karanlık çökerse önce o lambayı tutanı sonra ise o kuzuları talan edip yok edeceklerini bildikleri içindir. Onun için biz her şeyi aydınlatan o basiretli duruşa sahip çıkalım terörün ve düşmanların ülkemizi karartmasına izin vermeyelim Unutmayın önceki yazılarımızda da söylediğimiz gibi bütün bu olanlar topyekün bir savaşın ülkemize yansıyan kısmıdır onun için Malkom-X’in dediği gibi “İnsan hedefini iyi seçmeli kuklayı değil kuklacıyı tespit edip onu hedef almalıdır.İnsanlar şu an Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a saldıranların kim olduğuna ve nasıl bir inanca sahip olduğuna baktığı zaman zaten kukla ve kuklacıların kim olduğu gün gibi ortaya çıkıyor, olayları anlamanın ve yolumuzu aydınlatmanın en kolay yolu budur diye düşünüyorum… Selam ve dua ile……
(Çobanlarımızda Şehitlerimiz için bir yatsı namazından sonra Mevlüt okutup ülkemiz ,Milletimiz, Ümmetimiz ve Şehitlerimiz için Toplu halde dua etmemiz güzel olmaz mı, ilçemizde ki yetkilileri bu konuda göreve davet ediyoruz…. Herşeyi Stk’lar dan veya vatandaştan beklememek lazım..)

Murat Yeşil - (15 EYLÜL 2015 -Çobanlar hedef Gazetesi)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İbn-i Haldun Mukaddime sesli kitap serisi

 İbn-i Haldun Mukaddime sesli kitap serisi  İbni Haldun Mukaddime (6-1) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-2) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-3) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-4) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-5) (Sesli Kitap) İbni Haldun Mukaddime (6-6) (Sesli Kitap)

Ramazan Geldi Hoş Geldi

Ramazan Geldi Hoş Geldi       Ramazan'a bir ay kalmıştır, Her sabah kalktığında kahvaltısını yaparken içinden sol tarafından bir ses Ramazan da geliyor artık kahvaltı da yapamayacaksın sahurda yiyeceksin ama uykulu uykulu hiç bir lezzet alamayacaksın. Hem önünde 17 saat aç kalma gibi bir durum var diye seslenmeye başlayacak. ve daha bir ay önceden mübarek Ramazan ayının feyzini bereketini ve mağfiret ayı oluşunu sana unutturup nefsinin karşılaşacağı zorlukları aklına getirerek senin Ramazandan af ve mağfiret ile cehennemden kurtuluş ile cıkmanı engellemiş olacak.       Artık sen Ramazanı bir an önce gelip geçmesini istediğin bir aylık normal bir zaman dilimi olarak görürsün ve artık askerliğinin bitmesini isteyen askerin şafak saydığı gibi Ramazan ayının bitmesi için şafak saymaya başlayan bir insan haline geleceksin.        Halbu ki Allah'ın ödülünü bizzat ben vereceğim dediği ve değerine dünya malı ile paha biçilemeyen oruçlarımızın tutulduğu, açlıktan ağız kokusunun bil

Prof Dr. Erbakan ODTÜ de - Anti Siyonist Adil Ekonomik Düzen Eğitimi