Ortaokul yıllarımızda edebiyat öğretmenlerimiz tarafından sınıflar arası münazara yarışmaları düzenlenirdi. Bu yarışmalarda seçilen TEZ ve ANTİTEZ konuları arasında en ilginç olanlardan bir tanesi "süt siyah mıdır beyaz mı " konusu idi. Münazaraya katılan gruplar savunacakları konuyu seçerken sütün beyaz olduğu tezini almak için öğretmenlere yalvarırcasına ricada bulunurlardı. Çünkü kolay olan ve gerçek olan buydu.
Bildiğiniz gibi münazara yarışmalarında doğruyu bulmak değildir mesele , mesele savunduğunuz tez veya anti tezi en etkili tekniklerle anlatabilme ve savunabilmektir. Jüri puanlamayı bu kriterlere göre verir. Sonuç olarak sütün siyah olduğunu savunma tezi bizim gruba düşmüştü o gün için ulaşabildiğimiz kısıtlı kaynaklar aracılığı ile çalışmış ve tezimizi savunmuştuk .
Çünkü süt beyazdı ve gerçek buydu.
Ancak yarışmayı kaybetmiştik. Ama öğretmenlerimiz bize yarışmaya girmeden önce motivasyonumuzu artırmak için daha önceki yıllarda yapılan yarışmalarda sütün siyah olduğunu savunan grupların kazandığını bir efsane gibi anlatırlardı. Ama sütün beyaz olduğu herkesçe malumken münazara içinde olsa siyah olduğu tezini anlatmak çok zordu.
Ama hayat bir münazara yarışması değil. Hayatta tarafı olduğunuz görüşlerin uygulamaya geçtiği anda ki güzelliklerinden , olumlu sonuçlarından ve çirkinliğinden olumsuzluklarından seçtiğiniz dünya görüşüne göre mesul olursunuz.
Milletimiz İslam ile şereflendiğinden bugüne kadar İslam'ın insanlığa sunduğu saadeti tüm dünyaya yaymaya kendisini adamış bir millettir. Bu uğurda verilen mücadele için tarihimiz zafer örnekleri ile doludur. Yani millet olarak tarafı olduğumuz ve olmakla şereflendiğimiz idealimizin tüm dünyaya saadet getirecek bir hakikat sistemi olduğunu geçmişimizde kurduğumuz medeniyetimizin icraatları ile ıspatladık.
Bu saadet medeniyeti karşısındaki anti tez tarafı ola
n batı ise dünyaya getirdiği ve getirmeye devam ettiği felaketleri insanlık dışı uygulamaları ile kaybetmeye mahkumdur. Biz davamızın zayıflığından değil kendi zaaflarımız nedeniyle tarihte bir duraklama yaşamış yeniden diriliş için adım atan bir millet olsak da gerçek şudur ki bu dünyaya gerçek huzur ve saadeti getirecek olan , tüm dünya mazlumlarının hala tek umudu olan bir milletiz.
Tarafı olduğumuz idealin güzelliklerini ıspatlamış ancak belli bir süre kendi gafletimiz nedeniyle duraklatılmış tekrar dirilecekken 15 Temmuz fetö işgal girişimleri ile ete kemiğe bürünen batıl tarafından durdurulmak istenmiş ancak fetöcü alcakların şahsında tüm batıl emperyalistlere okkalı bir tokat atarak dahada kuvvetlenen yeniden dirilişin canlı tanıkları olma onurunu yaşayan bir nesiliz.
Kudüs Coğrafya Değil İman Meselesidir , Kudüs Bizimdir, Kudüs Kırmızı Çizgimizdir.
İşte bu tarafı olduğumuz idealin en önemli merkezlerinden birisi , Üstad Nuri Pakdilin Yüreğimizin yarısı Mekke'dir , Geri kalanı da Medine' dir, üstünde bir tül gibi Kudüs vardır sözleri ile yerini bulan Kudüs'tür.
Dünyada yaşanan gelişmelerde Reelpolitiği takip ederken aynı zamanda ,Şuan Devletimizin ve milletimizin yaptığı gibi meselelere tarihimiz,inancımız yönünden de bakmak ve bu bilinci canlı tutmak da önemlidir.
Bu bilincin bir göstergesi olarak, son günlerde Kutsalımız #Kudüs 'e karşı Amerikan başkanının yaptığı tahrik dolu, yok hükmündeki, çirkin açıklamalara karşı safını belli etmek ve güçlü tepki vermek adına sosyal medya ve meydanlarda haklı olarak provkasyondan uzak, kanunlar çerçevesinde verilen tepkiler çok değerlidir ve düşündüğümüzden çok daha etkilidir.Çünkü siyonizm en çok Müslümanların bilinçlenmesinden korkar.
Bu tertemiz idealimizin karşısında bembeyaz olan süte kara diyen zihniyetle gerek tankın karşısına dikilerek gerek ilim ile ,gerek Siyaset ile , gerek bilim ile , cihadımıza devam edeceğiz ta ki ak la karanın Hak ile batılın savaşının sonunda Hak'kın kazanacağı güne kadar Hakkın tarafında, kara olan Batıla karşı mücadeleye devam edeceğiz , Kaldı ki Müslümanlar olarak dünyaya henüz son sözümüzü söylemedik, sefer bizden zafer Allah'tan .....Hak İle Batıl savaşında Hak için canını veren tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.....
Not: Bu yazıyı okuyanlardan bazıları reelpolitikten uzak eleştirisi yapabilirler , bu eleştirilere tek cevabım var "Allah Reelpolitikten büyüktür"
Bildiğiniz gibi münazara yarışmalarında doğruyu bulmak değildir mesele , mesele savunduğunuz tez veya anti tezi en etkili tekniklerle anlatabilme ve savunabilmektir. Jüri puanlamayı bu kriterlere göre verir. Sonuç olarak sütün siyah olduğunu savunma tezi bizim gruba düşmüştü o gün için ulaşabildiğimiz kısıtlı kaynaklar aracılığı ile çalışmış ve tezimizi savunmuştuk .
Çünkü süt beyazdı ve gerçek buydu.
Ancak yarışmayı kaybetmiştik. Ama öğretmenlerimiz bize yarışmaya girmeden önce motivasyonumuzu artırmak için daha önceki yıllarda yapılan yarışmalarda sütün siyah olduğunu savunan grupların kazandığını bir efsane gibi anlatırlardı. Ama sütün beyaz olduğu herkesçe malumken münazara içinde olsa siyah olduğu tezini anlatmak çok zordu.
Ama hayat bir münazara yarışması değil. Hayatta tarafı olduğunuz görüşlerin uygulamaya geçtiği anda ki güzelliklerinden , olumlu sonuçlarından ve çirkinliğinden olumsuzluklarından seçtiğiniz dünya görüşüne göre mesul olursunuz.
Milletimiz İslam ile şereflendiğinden bugüne kadar İslam'ın insanlığa sunduğu saadeti tüm dünyaya yaymaya kendisini adamış bir millettir. Bu uğurda verilen mücadele için tarihimiz zafer örnekleri ile doludur. Yani millet olarak tarafı olduğumuz ve olmakla şereflendiğimiz idealimizin tüm dünyaya saadet getirecek bir hakikat sistemi olduğunu geçmişimizde kurduğumuz medeniyetimizin icraatları ile ıspatladık.
Bu saadet medeniyeti karşısındaki anti tez tarafı ola
n batı ise dünyaya getirdiği ve getirmeye devam ettiği felaketleri insanlık dışı uygulamaları ile kaybetmeye mahkumdur. Biz davamızın zayıflığından değil kendi zaaflarımız nedeniyle tarihte bir duraklama yaşamış yeniden diriliş için adım atan bir millet olsak da gerçek şudur ki bu dünyaya gerçek huzur ve saadeti getirecek olan , tüm dünya mazlumlarının hala tek umudu olan bir milletiz.
Tarafı olduğumuz idealin güzelliklerini ıspatlamış ancak belli bir süre kendi gafletimiz nedeniyle duraklatılmış tekrar dirilecekken 15 Temmuz fetö işgal girişimleri ile ete kemiğe bürünen batıl tarafından durdurulmak istenmiş ancak fetöcü alcakların şahsında tüm batıl emperyalistlere okkalı bir tokat atarak dahada kuvvetlenen yeniden dirilişin canlı tanıkları olma onurunu yaşayan bir nesiliz.
Kudüs Coğrafya Değil İman Meselesidir , Kudüs Bizimdir, Kudüs Kırmızı Çizgimizdir.
İşte bu tarafı olduğumuz idealin en önemli merkezlerinden birisi , Üstad Nuri Pakdilin Yüreğimizin yarısı Mekke'dir , Geri kalanı da Medine' dir, üstünde bir tül gibi Kudüs vardır sözleri ile yerini bulan Kudüs'tür.
Dünyada yaşanan gelişmelerde Reelpolitiği takip ederken aynı zamanda ,Şuan Devletimizin ve milletimizin yaptığı gibi meselelere tarihimiz,inancımız yönünden de bakmak ve bu bilinci canlı tutmak da önemlidir.
Bu bilincin bir göstergesi olarak, son günlerde Kutsalımız #Kudüs 'e karşı Amerikan başkanının yaptığı tahrik dolu, yok hükmündeki, çirkin açıklamalara karşı safını belli etmek ve güçlü tepki vermek adına sosyal medya ve meydanlarda haklı olarak provkasyondan uzak, kanunlar çerçevesinde verilen tepkiler çok değerlidir ve düşündüğümüzden çok daha etkilidir.Çünkü siyonizm en çok Müslümanların bilinçlenmesinden korkar.
Bu tertemiz idealimizin karşısında bembeyaz olan süte kara diyen zihniyetle gerek tankın karşısına dikilerek gerek ilim ile ,gerek Siyaset ile , gerek bilim ile , cihadımıza devam edeceğiz ta ki ak la karanın Hak ile batılın savaşının sonunda Hak'kın kazanacağı güne kadar Hakkın tarafında, kara olan Batıla karşı mücadeleye devam edeceğiz , Kaldı ki Müslümanlar olarak dünyaya henüz son sözümüzü söylemedik, sefer bizden zafer Allah'tan .....Hak İle Batıl savaşında Hak için canını veren tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.....
Not: Bu yazıyı okuyanlardan bazıları reelpolitikten uzak eleştirisi yapabilirler , bu eleştirilere tek cevabım var "Allah Reelpolitikten büyüktür"
Yorumlar
Yorum Gönder